KÜRESELDE 9 TEMMUZ SENDROMU – CNN Türk

Sürecin hemen başında ortaya atılan “90 Günde 90 Anlaşma” hedefine uzak düşüldüğü şimdiden ifade ediliyor. Aksi birtakım ifade ve değerlendirmelere karşın, Trump’ın; “9 Temmuz termini uzatılmayacak!” şeklindeki güncel beyanı ağırlık kazanıyor. Bununla birlikte, Başkan’ın ikinci döneminin ilk gününden başlayarak, bu konuda sergilediği tutum ve yürüttüğü politikalar temeli ve çevresindeki değişiklik ile değişimleri de hesaba katmak; sürpriz gelişmelere hazır olmak gerekiyor.

Görüşme ve pazarlıklara konu ülke sayısının ikiyüz adete ulaşması ve bu hafta başı itibarıyla sadece İngiltere ve Çin ile anlaşma sağlan(alabil)miş olması gerçeği de dikkatleri çekiyor. Amerikan tarafının bazı ifadelerine bakılırsa, yirmi civarında ülkeye öncelik/ağırlık tanındığı anlaşılıyor.

İşte, tam da müzakere termini sona ererken, gelişmelerin hız kazanacağı beklentisi ağırlık kazanıyor. Nitekim, geçtiğimiz saatler içinde bizzat ABD Başkanı tarafından yapılan açıklamalar ön plana çıkıyor:

Trump, “kolay lokma” olacağı düşünülen Japonya’nın takındığı katı tutum ve açığı bulunduğu halde Amerikan pirinci ithaline yanaşmaması üzerine söylemini sertleştirip, geçerli tarife oranlarının kendilerine en kısa zamanda “bildirileceğini” ifade ediyor. Benzer bir “dikteci” duruşu; müzakereleri tek taraflı olarak kestiği Kanada tarafına yönlendiriyor ve iki haftalık bir süre içinde yeni oranların “deklare edileceğini” açıklıyor. Kanada tarafının son dakika çiçeği kabilinden “ABD mahreçli elektronik/dijital ürünlerde gümrük sıfırlaması” teklifinin etki ve açılımları da yakın takibe alınmış bulunuyor. Aynı anda, Amerikan dijital markalarının Çin’deki üretimden kademeli çıkış stratejisi içinde öne çıkan Hindistan, görüşmelerin en kısa zamanda sonuçlandırılması yolunda istek ve kararlılığını tüm dünyaya ilan ediyor. Afrika’nın en büyük ticaret aktörü ve Trump’ın; “beyazlara yönelik ayrımcılık” oklarına hedef olan Güney Afrika, Nisan başında %31 düzeyinde açıklanan oranda indirim ve daha avantajlı imkanlar sağlamak için ek süre talebinde bulunuyor.

Son dakika gelişmeleri içerisinde ilk sırayı her halde, Vietnam ile ulaşılan mutabakat haberine vermek gerekiyor. Trump’ın “2 Nisan Kurtuluş Günü” açıklamalarında %46 gibi yüksek bir tarife oranı ile karşılaşan ülkenin, artık %20 oranı ile doğrudan ABD ihracatını gerçekleştireceği, neredeyse tamamı; ÇİN +1 formülünü sağlayan aktarmalı mallar için ise, geçerli oranın %40 olacağı ilan ediliyor. Yeni düzenlemede Vietnam tarafınca Amerikan mallarına tanınacak “pazara sınırsız erişim hakkı” imtiyazının, aslında Trump’ın tüm ülkeler tarafından benimsenmesini istediği bir düzenleme olduğu değerlendiriliyor. Vietnam ile varılan anlaşmanın esaslı bir “benchmarking/çıpa” teşkil etmesi şimdiden öngörülüyor. Özellikle Çin ile derin ortaklık ve yatırım ilişkileri olan Tayland, Kamboçya, Endonezya gibi Asya üretim merkezlerinin bu resimde yer alacakları düşünülüyor.

Türkiye’nin bu süreçte “9 Temmuz Sendromu” ile nasıl bir imtihan/deneyim yaşayacağı sorusu geçerliliğini koruyor. Bu süreçte, hiç şüphesiz, AB Gümrük Birliği Revizyonu yanında serbest (STA) ve tercihli (TTA) ticaret anlaşmaları kulvarlarında yapılacak çok iş; alınacak çok mesafe bulunuyor. Yerleşik “Çin+1” uygulamasının nasıl evrileceği; Çin’in yeni yaklaşım ile yatırım tekliflerine ve mesela Birleşik Arap Emirlikleri gibi yükselen bölgesel rekabet dinamikleri karşında nasıl vaziyet edileceği ve benzeri konular, acil gündem maddeleri/cevap arayan sorular olarak karşımızda duruyor.

Temel kurum ve işleyişleri ile seksen küsur yılını geride bırakan küresel finansal düzen, bizzat kurucu ve hamisi olan ülke (ABD) tarafından sarsılıyor; küresel ticaretin yeni kural ve kodları oluşturulmaya; oyun kuralları yeniden tanımlanmaya çalışılıyor. Bu süreçte, şimdiye kadar “karşılıklı pazarlık” yaklaşımından ziyade, “dikteci/dayatmacı” duruşun ABD tarafından benimsendiği görülüyor. Hal böyle olunca, 9 Temmuz Sendromunun etki sahası dışında kalmak, hiçbir ülke için bir opsiyon olma niteliğini taşıyamıyor.

İşin ilginç tarafının; ABD’nin de, başta Trump’ın yeni vergi indirimi yasasının akıbetine bağlı olarak, bu sendromun dışına kaçamayacağı noktasında ortaya çıktığını teslim etmek gerekiyor.

.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir